Böbrek Taşı Tedavisi
Böbrek taşlarının tedavi yöntemleri
Böbrek taşlarının tedavi yöntemleri
Ürolojik Hastalıklar |
Prostat Büyümesi |
Böbrek Taşları |
Ürolojik Kanserler |
İdrar Yolu Darlıkları |
İdrar yollarında taş saptandığında eğer hastanın çok şiddetli ağrısı var ise öncelikle ağrının kesilmesi ve hastanın rahatlatılması gerekir. Daha sonra taş ya da taşlarla ilgili ayrıntılı değerlendirme sonucuna göre tedavi planlanır.
Çok iri olmayan bazı taşlar böbrekten çıkıp böbrek-mesane arasındaki üreter denilen yaklaşık 4mm çapındaki kanal içinden “fazla ağrı yapmadan” mesaneye inebilir ve oradan da idrar yaparken üretra denilen mesaneden sonraki yol içinden geçerek dışarı atılır.
Zaman zaman ağrı yapsa da %85 olguda taşlar rahat düşebilecek boyuttadır ve 2-3 günlük süre içinde idrarla atılırlar. Daha irice olan taşların düşürülmesi sıkıntılı olmaktadır. 5mm çapındaki taşın düşme olasılığı yaklaşık %50’dir. 10mm.den büyük taşlar ise düşmez kabul edilir.
Hastalar taşlarını düşürmeye çalışırken zaman zaman çok şiddetli ağrılar yaşarlar. Bu dönemde bol su içmek (günde 2-3 litre) ve hareketli olmak gerekir.
Hasta ağrıyı tolere edebiliyorsa, idrarında belirgin kanama, enfeksiyon yoksa ve bu süreçte böbrek fonksiyonları fazla etkilenmiyorsa taşın düşmesi için bir süre beklenebilir.
Ağrının ilk başladığı günden itibaren 3-4 haftalık bir süre geçmiş ve taş hala düşürülememiş ya da tanı konduğunda taş zaten 10mm.den büyükse girişimsel tedavi planlanır. Bu girişimsel tedaviler:
Böbrek içindeki taşları bazen çok iri boyutlarda görebiliriz. Taş büyüdüğü dönemde tıkanıklık yapmaz ise farkına varılmadan çok büyüyüp böbreğin tamamını doldurabilir. Bu taşlara girintili çıkıntılı yapılarından dolayı staghorn (geyik boynuzu) veya koraliform (mercan biçiminde) taşlar denir. Mutlaka ameliyatla taşların temizlenmesi gerekir.
3-4 haftalık bir süre içinde hasta taşını düşüremediyse ya da tanı konduğunda 10 mm.den iri bir taşın olduğu saptanmışsa girişimsel tedaviler planlanır. İdrar yolunu tıkamayan, hastaya herhangi bir rahatsızlık vermeyen, böbrek içindeki kaliks denilen küçük odacıklar içinde yerleşmiş taşlar bir süre takip edilebilir ancak genel kanı bu tür taşların da hasta için en az riskli yöntemlerden birini seçerek tedavi etmenin daha doğru olduğu yönündedir.
Böbreğin tamamını ya da büyük kısmını dolduran taşlar bir rahatsızlık vermese de zaman içinde enfeksiyon, böbrek fonksiyonlarını ciddi bozma ve kansere yol açma gibi riskleri nedeniyle mutlaka ameliyatla çıkarılmaları gerekir. “Böbreklerin girişim sonrası taşsız hale gelmeleri çok önemlidir.”
Böbreklerin genel görünümü birbirleri ile benzerlik gösterse de oluşan idrarın döküldüğü küçük odacıklar (kaliks) ve buradan gelen idrarın toplandığı ana havuz (renal pelvis) çok farklı yapılarda olabilir. Bunun gibi daha birçok faktör girişim gereken hastaların tedavisinde önem taşımaktadır. Hastanın genel durumu, taş ya da taşların yeri, büyüklükleri, sayısı, ne yapıda taş olduğu, tıkanıklık yapıyorsa derecesi, böbrekte yarattığı değişim, beraberinde enfeksiyon varlığı, kanama-pıhtılaşma bozuklukları, hastanın tek böbrekli olması, daha önce geçirdiği ameliyatlar, rahatsızlığını toleransı, tedaviden beklentisi gibi hasta ile ilgili faktörler yanında tedaviyi uygulayacak cerrahın deneyimi, sahip olduğu cihaz, enstrüman ve sarf malzemelerinin çeşitliliği ve yeterliliği gibi teknik faktörler tedavi yönteminin kararında belirleyici olmaktadır.
1980’li yıllara kadar tamamı açık ameliyatlarla yapılmakta olan idrar yolu taşları cerrahisi sonrasında hastaların normal yaşantıya dönmeleri 4-6 haftayı bulmaktaydı.
1980’li yıllarda başlayan, vücut dışından gönderilen ses dalgaları ile taşın kırılmasına yönelik şok dalga (SWL), idrar yolundan girilerek yapılan, önceleri yalnızca üreter taşları için uygulanmakta olan üreteroskopik (URS), gelişen teknolojilerin yardımı ile gövdesi kıvrılıp bükülebilen, ucu yönlendirilebilir çok ince cihazlarla böbrek içindeki fazla iri olmayan taşlara müdahalede kullanılan fleksıbl üreteroskopik(F-URS) ya da daha iri böbrek taşlarında artık ideal tedavi olara kabul edilen sırtın yan tarafından yaklaşık 1cm.lik bir kesi yerinden böbrek içine küçük bir boru yerleştirilerek böbreğin tamamı taşla dolu bile olsa temizleme şansının olduğu perkütan (PNL) taş tedavileri günümüzde taş hastalığındaki endoürolojik girişimleri oluşturmaktadır.
Vücut içinden taşa ulaşılarak yapılan endoskopik tedavilerde küçük boyuttaki taşlar bütün olarak, bütün çıkarılması mümkün olmayan iri taşlar ise lazer, pnömatik, ultrasonik gibi değişik sistemlerle çalışan taş kırma jeneratörlerinin yardımı ile kırıldıktan sonra özel taş yakalayıcı kateterler yardımı ile çıkarılır.
Bu tür tedaviler hastanın durumuna ve uygulanan tedavinin şekline göre hastanede kalmaya gerek olmadan ya da birkaç günlük yatış süreleri ile gerçekleştirilmektedir.
Prof. Dr. Sinan Zeren hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayınız.